4 Kasım 2013 Pazartesi

Uzun bir sessizlik yaşadık gene. Bu süreç içerisinde kayıplarım, kazançlarım oldu. Her insan gibi gündelik hayatın temposunda koşturup durdum. İnsan beyni unutmaya değil belki ama alışmaya çok meyilli bir kez daha gördüm. İş yoğunluğunun stresi diğer sıkıntılarımı gölgeledi. Arada iyi şeyler de oldu tabi. Mesela kardeşim ile birlikte 8 günlük bir klasik İtalya turumuz oldu. Yurt dışı denince İtalya kendi listemde en son sıralarda yer alır ama kardeşim çok isteyince hadi dedim gidelim. ( Ayrıca ayıptır söylemesi bizim ailede adettir  ailedeki tüm bekar kızlar İtalya' ya gitmeden evlenmezler.Eh aile geleneğini de yerine getirdiğime göre gönül rahatlığı ile evlenebilirim artık. ) İtalya konusunda nereden başlasam bilemiyorum. Hayatım boyunca bu kadar yorulmadım. Sabahın altı buçuğundan akşamın onuna on birine kadar gezilir mi yaa? Gezdik. Hele Roma yı resmen tavaf ettik iki deli kardeş. Bütün İtalya buram buram tarih ve sanat kokuyor. Ara ara da gelen amonyak kokusu var ki o konuya hiç girmeyeyim. Moda konusunda beklentileriniz çok yüksek olmasın Türkiye de görmediğiniz çok az şey var. Sokak modasında ise Türk Kadınları daha şık efsanesi gerçekmiş onu gördüm. Ferrari nin vatanına gidip bir tane Ferrari göremedik. Her yer Smart her yer. Şuan Karşıyaka Adliyesinde öğle arasının bitmesini bekliyorum. Ayrıntılara giremiyorum ama fırsat bulduğumda ilk günden itibaren yapılabilecekleri, yapılmaması gerekenleri yazacağım. Kısmet tabi bu işler. Ay bir de her yer Hintli yaa her yer baharat kokuyor. Hiç gerçek İtalyan gördük mü emin değilim :D En kısa zamanda yeniden görüşmek üzere :D

Konu İtalya da yemekse beklentilerinizi sıfıra indirin. Resmen içimiz kurudu bir haftada. Kahvaltı facialarından bahsetmiyorum bile. Markete gidip peynir ve zeytin aldık. Ama en lezzetli yemeklerimizden birini Floransa da yedik. Lazanya ve Pizza Margherita.  

Pompei deyince akla taşlaşmış insanlar gelir ya hani aklımıza ha işte silin o bilgileri. Hepsi turizm yalanı. Gördükleriniz yada görecekleriniz bildiğiniz alçı heykeller. Zaten Vezüv Yanardağı ve şehir arasındaki mesafeyi görünce anlıyorsunuz olayın aslında pek de lanse edildiği gibi olmadığını. Yani bence öyle. Onun yerine Selçuk Efes' e gelin daha mutlu olursunuz.

Pisa kulesini ittik, çektik düzeltemedik. Baktık olmuyor dünyayı sevmek kurtaracak diyerek birbirimize sarıldık. Gördüğünüz gibi başardık. Düşmedi. Şaka bir yana da bu da tamamen İtalyan efsanesi. Kule düzleştirilebilir durumda iken İngiliz bilim adamlarını durduruyor İtalyanlar. Eğer düzeltilseydi o gün orada 2000 Türk olmayacaktık çünkü. 

En çok nereyi sevdim sorusunun yanıtı istisnasız Portofino. Koyun beni o balıkçı köyüne gıkımı çıkarmam. Birgün Brown ailesinin kalesine çaya giderim diğer gün Dolce' nin ikiz villasına. (Yalnız yüzde 18 servis ücretini kınamadım değil.) 

Festival şehri Venedik. Her yer maskeci, kostümcü. Cadılar Bayramı öncesinde gittik diye midir bilmem dikkatimizi en çok bunlar çekti. 

Tamamen tur şirketinin kar elde etme amacı ile Venedik diye yola çıkarak önce Murano adasına daha sonra Burano adasına gittik. Murano adasında resmimiz yok çünkü teknemiz bir cam atölyesinin iskelesine yanaştı ve biz Murano diye sadece o atölyeyi gördük. Bu resim ise Burano dan. Renkli renkli evleri ve dantelleri ile meşhur. Ben çok sevdim. Bilenler bilir Alaçatı Port Projesi ile hemen hemen aynıydı. 

Floransa daki Vaftizhane nin yapımı 29 yıl süren. Orjinali Duomu müzesinde bulunan ve tüm dinlerde ortak olan yaradılış hikayelerinin bulunduğu hiç açılmayan kapı. Kabartmalar harikaydı. 


Pompei de beynimize güneş geçtiğinden kendimizi eğlenceye vermişiz resmen :D


Bakmayın böyle göründüğüne tattığım en güzel deniz mahsullü makarnaydı. Biz biftek sipraiş verdiğimiz için çok pişman olduk. Burano adasında Türkçe menüsü de bulunan restorandaydı. Adı şuan aklımda değil. Ama bir dilim ekmeğe 1,5 Euro ile gözlerimizi yaşarttı.  (Tamam zaten ilk kez yedim ama güzeldi) 

Roma da gördüğüm en güzel binalardan biriydi. Mermerin rengi kusursuzdu. Resimde net çıkmamış ama üst kısımda İtalyanlarin zafere giden yolda isimsiz şehitler için hiç söndürmedikleri ateşleri ve başında nöbetçileri var. 

İtalya ya gitmişem gondola da binmişem. Valla kız kıza binice hiç de romantik değildi. Hava kapalı bir de dalgalı olunca hissettiğimiz tek duygu korku oldu :D 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder